Okul mekânının düzenlenmesinden öğretmen-öğrenci ilişkilerine, etkinliklerin kurgulanmasından dil kullanımına varıncaya kadar okul içinde benimsediğimiz pek çok gündelik pratik, aslında bize cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli ayrımcılıkla mücadele alanı açabiliyor. Bu alanın açılması, hem LGBTİ olmayan bireylerin önyargılarının kırılmasına hem de LGBTİ bireylerin nefes aldıkları, eşitlikçi ve adil bir eğitim atmosferi yaratılmasına hizmet ediyor. “Bütün varoluş biçimlerini içeren, daha adil, eşitlikçi ve içermeci bir eğitim ortamı nasıl mümkün kılınabilir?” SPoD ve SEÇBİR ekibi olarak, Mayıs 2015-Haziran 2016 arasında bu soruya kafa yorduğumuz bir çalışma yürüttük; öğrencilerin, öğretmenlerin, aktivistlerin ve uzmanların katılımıyla gerçekleştirdiğimiz bu çalışmanın bulgularını ‘LGBTİ hakları için eğitim stratejileri: Sahadan anlatılar ve gözlemler’ başlıklı raporda derledik. Konuşmada, bu raporun içeriği paylaşılacak ve tartışmaya açılacak.
Doktora çalışmasını 2006’da Oxford Üniversitesi sosyal antropoloji alanında tamamlayan Müge Ayan, 2010 yılında kuruluşundan bu yana SEÇBİR’de çalışıyor. 2000’den beri eğitim ortamlarında etnografik çalışmalar yapıyor. Eğitim ve ayrımcılık, kafa yorduğu meseleler arasında.