2011’de başlayan Suriye’deki savaş ortamı milyonları evlerinden ayrılmaya zorunlu bıraktı. Yarısından fazlası çocuk olan 3 milyonu aşkın Suriyelinin Türkiye’ye gelişi “kayıp kuşak” endişesi ile birlikte dillendirilirken Türk eğitim sisteminde bir ilk olarak “Geçici Eğitim Merkezleri” adı altında yeni ve Milli Eğitim Bakanlığı’ndan görece bağımsız sivil insiyatifler devreye girdi. İlk başlarda kamp ortamında, ardından şehir mekanlarında mülteci çocukların eğitim ihtiyaçları acil ve geçici olarak gideriliyordu. 2016-2017 eğitim yılının başından itibaren ise yürürlüğe koyulan ani bir yasayla kademeli ama hızlı bir şekilde mülteci çocukların Türk okullarına entegrasyon şartı getirildi. Mülteci eğitimi meselesi ele alınırken formel eğitim, dil öğrenimi ve mesleki eğitim gibi başlıkların bir arada düşünülmesi; hayat-boyu eğitim adı altında geniş bir çerçevede değerlendirilmesi gerekir. Buradan hareketle, bu konuşmada son altı yılda Türkiye’de Suriyeli mülteciler bağlamında sunulan eğitim imkanları nedensellikleri ve başarıları açısından değerlendirilecek, ilgili aktörler ve Türkiye eğitim sistemine yaratacağı imkan ve handikaplar tartışmaya açılacaktır.
Ulaş Sunata, Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde İstatistik lisansını ve Sosyoloji yüksek lisansını tamamladıktan sonra Osnabrück Üniversitesi’nde Sosyoloji alanında doktora çalışmasını bitirdi. 15 yılı aşkın süredir göç ve diaspora üzerine çalışan, bu konularda çeşitli yayınlar yapmakta olan Sunata, 2013’ten bu yana farklı kamp ve şehirlerde mültecilerle ilgili saha çalışmaları yürütmektedir. Sunata, Bahçeşehir Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde tam zamanlı öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Aynı zamanda Bahçeşehir Üniversitesi Göç ve Kent Çalışmaları Merkezi’nin (BAUMUS) kurucusudur.